BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

6 Aralık 2012 Perşembe

90'larda diziler!


Eskide yaşamak kimseye hayır getirmez derler, 90’lı yıllarda sivilceliyseniz durum başka. Geçmişinize aşık bile olabilirsiniz. Bit pazarına nur yağdırmaktan bahsetmiyorum, bugün ne yaşanıyorsa hepsi taklit diyorum o kadar!

Televizyon bizim eve girdiğinde en büyük keyfim kauçuk emzikti, şimdi kahvem doğru oranda sütle karışmazsa sorun çıkarıyorum. Çok çok uzun yolların ötesinde başlayan diziler, filmler bizi ekran başına kilitlemeye yeni yeni başlamıştı. 80'li yıllarda deprem olsa yerinden kıpırdamayacak duruma geldik eğer televizyonda Dallas başlamışsa. Sokağa çıkma yasağı ilan edilse böyle seferberlik görülmezdi, JR Sue Ellen'ı aldattığında. El elin eşeğini türkü çığırarak ararmış diye atasözümüz varken, aldatılmış kadının kocasına beddualar yağdırmaya başladık ekran karşısında. 1990'da özel bir kanalın açılmasıyla kumandadaki rakamlar bir işe yaramaya başlamıştı. Diziler çoğaldı, çoğaldıkça bagımlılığımız da arttı. '8'den sonra dışarı çıkamam canım bu gece baldız eniştesine kaçacak!'

Konu komşu dedikodusunun az geldiği zamanlarda dizi karakterleri yetisti imdadımıza! Sanal arkadaşlıklar chatte başlamadı düşünülenin aksine, başrol oynuyordu kankamız, benim arkadaşım birkaç milyon kişinin daha arkadaşıydı.

Herkesin arkadaşı kendine kıymetlidir. Mesela benimkiler kardeşten fazlası. Dostlar için söylenmiş birbirinden afilli cümleler vardır elbet, fakat hicbiri 'Friends' gibi anlatamadı derdini. 6 en yakın arkadaşın hayat meselelerini öyle bir dizide buluşturdularki, sen Ross oldun ben Rachel! En sevdiğimiz ve çok da zeki olmayan arkadaşımız da Joey olmuş çıkmış. Bir dizi düşünün o kadar konsantre ki 10 yıllar içinde 100'lerce diziye ilham olmuş, hatta yeri gelmiş repliklerini bile paylaşmış!

Arkadaşların komün hayatı yalnız sit-com'larda değil dramalarda da pek durgun değildi. Bizde 'Evimiz Hollywood'da' adıyla yayınlanan 'Beverly Hills, 90210' sosyetenin dibindeki bir grup arkadaşın lüks, şımarık, entrikacı hayatlarını en sevimli haliyle anlatmaya çalışmıştı. Birbirinin kuyusunu kazmayı seven can ciğer kuzu sarması dostlar mı istersin, arkadaşının sevgilisine göz koyanları mı sen seç. Multi zengin ailelerin birbirinden önemli sorunlarını seyrederken Allah başka sıkıntı vermesin demekten kendimizi alamamıştık!

Ağzına kadar dolu bir evde, ne kadar mutlu mesut yaşanabilir denemelerinin yapıldığı en başarılı dizilerden birtanesi de Full House'tu. Benim yaş grubum için oradaki tek adam da muhteşem seslendirmesiyle birlikte Jesse dayıydı. Genç kızlığını hafif toplu geçiren D.J. , ailede pek de önemli bir yeri olmayan ortanca Stephanie ve yakışıklı dayısının kucağından inmek bilmeyen en sevimli üye Michelle'in bir baba bir dayı ve babanın en yakın arkadaşıyla geçen hayatlarını keyifle izlerdik. Bize iyi gelen kendi ailemizde yaşadığımız sorunların benzerlerini başka hayatlarda da görebilmekti, kurgu üzerinde de olsa.

Çekirdek aile kurnak için ille de annei baba ve çocuk gerekmez. Yaşlı bir anne, herkesi mantığa davet eden kızı, kardeşten yakın dostlarıyla dünyanın belkide en özenilesi çekirdek ailesi Altın Kızlar olarak gelmişti ekranımıza. Muzipliğin dünyada en çok yakıştığı huysuz ihtiyar Sophia kalan 3 kişinin hayatlarını zindana çevirmek gibi sevimli bir hobisi olmasına rağmen dizinin en sevilen kararkteri oluvermişti.


90'larda, Nasa henüz bu kadar çıldırmamışken uzay ve uzaylı dostlarımız hakkında hayal kurmak daha kolaydı. Bana sorsalar tüm uzaylıları dost bilir evimi açardım, bizim de Alf gibi tanıdıklarımız olsa fena mı olurdu? Bizden çok önce çekilip yayınlanmış olsa da tekrar seyrediyor olmaktan asla gocunmazdım. Tanner ailesi kadar şanslı olmayı dilerdim hep. Birgün evimize Alf düşse diye içinden geçirmeyen çocuk mu olur? Bu ülkede uzaylıyı kendi köylüsü gibi bilip peşinden taşla koşacak samimiyette insanların gelişimine sebep olmuştur. Dizi severlerin uzayla ilişkisi de hemen bitmedi tabi. Çocuktan büyüğe herkesin sihirli güçleri olduğu hayalleri vardır. Eğer yoksa hemen bugün kurmaya başlayın! Bunu en güzel şekilde anlatmaya çalışan senaristler 'Bu Dünyanın Dışından' ı yazdıklarında seneler sonra hatırlanacaklarını tahmin etmişlerdir heralde. İki işaret parmağını birleştirdiğinde zamanı durduran Evie, bir şekerlik aracığıyla ev halkıyla iletişim kuran ve uzayda ikamet eden babası Troy, çocukluğumun en eğlenceli karakterleriydi.

Süper gücleri olanlar sadece uzaylılar değildi. Düşük standartlarda bir gelire sahip Fiko bile 'Süper Baba' olduğunu tüm mahalleye kanıtlamıştı. Sıcak bir mahalle dizisi yapalım da ailelerimize birliği beraberliği unutturmayalım amacıyla yola çıkan yapımcılar belki de kendilerini bile tahmin etmediği başarıyla diziyi herkese sevdirmişti. Hatta Süper Baba'nın jenerik müziğini blok flütle çalamayan öğrencilerin kaanat notları düşük gelirdi.

Ne olursa olsun, yayından kaldırılmasının ardından televizyon kanalının santralini kitleyip, uğruna kanal binası önünde eylem yapılan tek dizi Şehnaz Tango'dur. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve iki kız evlat büyüten Şehnaz'ın bir o kadar umursamaz eski kocasıyla yaşadıklarının anlatıldığı dizi 4 sezon sonunda insanları kendine çoktan bağlamış, hayran kitlesini süprizlere boğmaktaydı ki en büyük sürprizi yayıncı kanal yaparak diziye son verdi.

Ve sonra o geldi, elinde kural kitabıyla. Herkes ondan korktu ama babacan bir tavrı da vardı hani. Seyredenler gözlerine inanamıyorlardı, hem yakışıklı hem yiğit hem yardımsever hem kahraman açık, mert, korkusuz bir adamın varlığına. Yusuf Miroğlu dendiğinde 9 kusurlu hareket insanların dimağlarından silinmişti bile. Deli Yürek uzun bir süre kimlik arayışında olan seyrek bıyıklı delikanlıların Scare Face'den sonra 2. idolüydü.


Karakterleri belki kimsenin idolü olmayan ama 13 sene aralıksız devam edip, her pazar akşamı aile bireylerinin banyo yapmasını sırasını yayın saatine göre belirlediği yegane dizi Bizimkiler'di. Zengininden orta düzeyli ailelere, alkoliğinden kabadayısına binlerce çeşit insanın kan dökülmeden nasıl birarada yaşadığını anlatan en bizden diziydi. Apartman yöneticisiyle anlaşamamak zaten bizim ata sporumuz değil mi? Ya da eve kör kütük sarhoş gelip tüm apartmanı ayağa kaldıran keyif sever amcayla emektar karısının kavgasında kaç uyku kaçtı? Tabi o zamanlar şimdi pek ortalıkta bulunmayan hoşgörü hakimdi. Sabri bey bile bezen insafa gelirdi.


90'larda yaşanılanların büyük bir kısmı bugün hala taklit ediliyor, en özgün senaryolar veya müzikler o zamankilere nasip oldu da biz mi şanssız bir nesiliz ya da 10'ar sene aralıklarla tembellik katsayımız mı artıyor bilemiyorum. Başka bir değişle: cıvık bacım bunlar afedersin.




 46 Magazin 

0 yorum: