BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

6 Aralık 2012 Perşembe

90'lı yıllarda bilgisayar oyunları!




90’lar da bilgisayar girdiği bazılarımızın hayatına. Bu makine sadece iş için olamazdı.  Eğlenceli bir şeyler de yapabiliyor olmalıydık ki bir de ne görelim, benim zihnimin hiçbir zaman kavrayamayacağı bir kod sistemiyle, birkaç harf ve sayı girdik mi önümüze mümkün olduğu kadar renkli bir dünya çıkmaya başlamıştı. Mümkün olduğu kadar diyorum çünkü bazı oyunlarda kullanılan yeşilimsi renge hala bir isim bulunamadı. Benim diyen insanın kavrayamayacağı bir hızla gelişen oyun sektörü de herhalde bilgisayar camiasının en tutkuyla beklenen tarafı. Beklediği oyunun yeni sürümü çıkacak diye bilgisayar karşısına birleşmiş milletler yardımı gibi yiyecek içecek stoklayan insanlar oldukça hayal gücümüzü aşacak neler yaşayacağız belli değil. 90’larda ruhumuzu ele geçiren oyunları hatırlamak ister misiniz?

Süper  Mario : Platform oyunlarının dünya çapında en çok bilineni. Kısa boylu bıyıklı tesisatçının, kendi isteğiyle mi yoksa zorla mı kaçırıldığı belli olmayan prensesi kurtarmasına hepimiz bir el atmadık mı? Gerçi prensese sorsak mantar peşinde koşup kaplumbağa tepeleyen bir adama varmak ister miydi bilemiyoruz tabi. Ama şahsen oynadığım en zevkli oyunlardan biriydi.
** grafikler nedi [super mario world - 1990 ] : 
http://www.mariooyunlari.net/mario-oyunlari-resimleri/mario-mario.jpg

** son hali [ mario 3d Land- 2010 ] : 
http://www.itusozluk.com/image/super-mario_34492.jpg

Doom : Türünün ilki değildi ama dünya çapında en çok satan first person shooter oyunuydu. Yani kendi elinde silah tuttuğuna inanıp karşındaki adamı alnından mıhlaman gerekiyordu. Bu oyun yüzünden kendini keskin nişancı sanan çok insan normal hayatta askere alındığında hüzne boğuldu.
** grafikler neydi  [doom 1 - 1993] : 

http://www.fpsteam.it/img2004/doom/doom1_01.jpg     
 
** sonraki hali [doom 3 - 2004 ] : 
http://accel6.mettre-put-idata.over-blog.com/0/01/53/72/doom3-xbox.jpg


**filminde ne oldu [ doom  - 2005]: 
http://games.mattsarrel.com/images/doom0.jpg
                                                                                                                               
FIFA :  Basit grafiklerden sonra hakikaten sana bana benzeyen adamların oynadığı futbol oyunu. Erkeklerin bir eve toplanıp geceyi gündüz edene kadar birbirlerine gol atmaya çalıştıkları ve  sosyalleşmeye yardımcı mı yoksa köstek olduğumu tam belirlenemeyen bir oyundu.  Bugün hala yenilenen versiyonlarıyla milyonlarca insanı oyun konsolu başına toplarken, oyundaki karakterler orijinallerinden daha yakışıklı.

Warcraft : Bu oyun da türünün ikinci örneğiydi , hem ortaçağda geçen hem strateji kurman gereken hem de vatan millet sevdasıyla topraklarına sahip çıkıp düşman birliklerini püskürtüp fetihten fetihe koşman gereken bir oyundu. İlk çıktığında sadece strateji üzerine odaklanan Warcraft, kendini epey geliştirdikten sonra karakterlerin rol yapmasına imkan tanıyıp, sanal insanlar yaratmaya başladı. Böylelikle aldığı haftalıkla sadece saksıda fesleğen yetiştirebilecek insanlar, toprak kavgasına düşüp, lider olup toplulukları savaşa hazırlayan birer yaşam koçu oldular.

 Street Fighter : Gerçekten yaşasalardı dünyanın en zengin iki adamı olurlardı herhalde, aramızda atari salonunda tüm haftalığını Ryu’ya ve  Ken’e kaptırmamış var mıdır acaba? Dövüş oyunları denince Street Fighter ilk akla gelendi, eskiden de şimdi de. Bizim memlekette aduket diye bilinen hadouken hareketiyle Ryu fenomen olunca bir kısım gerçekten elinden ışık çıkarabileceğine inanırcasına hareket çekerek gezdi, sonrasında da sokakta binlerce tek bacağı havada uçan çocuk gördük  90’larda, hoş çoğu tüm yaz tatili alçıda geçirdi.


Diablo : 90’larda yer altı edebiyatının da popüler olduğu dönemde, hepimizin ortak fantezisi şeytanın adamlarından biri gelse de ağzını burnunu kırsam değil miydi? Önümüze geleni gönül rahatlığıyla kesip doğrayabileceğimiz bir oyun bulmuştuk. O yıllarda birden fazla özelliği aynı türde buluşturmasıyla da ünlüydü Diablo. İster tek başınıza isterseniz de en fazla 4 arkadaş birleşip bir iblise girebiliyordunuz. Nerdeyse sınırsız diyebileceğimiz silah koleksiyonuyla da aklımızı başımızdan almıştı. Daha güçlü iblisi parçala daha gösterişli silahın olsun sonra da konu komşuya hava atarsın benim baltam senin baltanı döver diye.


Need 4 Speed : İki adet kutunun yan yana gelmesinden oluşan arabaların yarışmasından sonra ilaç gibi gelen oyundu Need 4 Speed. Hız tutkusu yaşayan gençlerimiz için sakinleştirici kıvamında az dozla oynanması gerekirken, oyundan hızını alamayıp sokağa fırlayan bir nesil yetişmesine rağmen en başarılı ve en çok satılan araba yarış oyunuydu. Oyuna polisten kaçılan ve arabaların modifiye edildiği bölümü Underground versiyonu eklendi. Daha sonrasında polisten saklanmak ve hızlanarak yanındaki arabayı geçmek yetmez diyenler için Most Wanted adında bir versiyon çıkararak, şehre zarar vermenin hazzını da yaşattılar sağ olsunlar!

Tomb Raider : Aileden gelen gani parayla ne yapsam ne yapsam diye düşünen Lara, gidip arkeoloji okuyup dağ taş gezip değerli parçaları toplar. Kötü adam durur mu bu servetin peşine düşüp kızın ailesini kaçırır. Ana baba acısıyla kötü adamların peşine düşen Lara Croft, her türden silahı profesyonel bir asker kullanabilmesinden daha çok 90 D ölçüsündeki göğüsleriyle etkilemişti gençleri. Grafiklerin gelişmesiyle seksiliği git gide artan bir kahramanı bu heyecanlı yolcuğunda baya kalabalık bir grup destek vermişti.

Tetris : Esas çıkışı 1984 olmasına karşın bizim ülkemizde popüler olması 90’ları bulmuştu. Yukardan gelen şekilleri nasıl yapsam da tepeye vardırmadan eritsem diye döktüğümüz ter büyük ihtimalle oyunu yazanların döktüğü terden fazlaydı. Bu oyun aynı zamanda 4’lü uzun çubuğun gelmesini beklemekten dolayı sabır testine dönüşmüştü.



Prince of Persia : Oyunu oynarken arkanızdan anneniz izlese sizin bütün gün düz duvara tırmanan bir  adamın kız peşinde koşmasına yardım ettiğinizi düşünebilirdi. Gene kötü bir vezir tarafından kaçırılan prensesin arkasından daldan dala atlayıp kılıcıyla verdiği mücadele, neredeyse tüm pc kullanıcıları tarafından oynanmıştı.

**grafikler neydi [1990 ]: 





46 Magazin

0 yorum: